Goodyear, lastik geliştirme sürecini geliştirmek için 2021 yılında açtığı Akron Ohio’daki merkezin ardından Lüksemburg’da yeni simülasyon merkezini faaliyete geçirdi.
Goodyear lastik tasarımı ve geliştirilmesinde yeni bir döneme geçiyor. Goodyear, OEM’lerle iş birliğini geliştirmek ve kişiselleştirilmiş ürün geliştirme yoluyla elit lastik performansını desteklemek için tasarlanan Simülasyon Merkezi’ni Lüksemburg’ta açtı.
VI-grade tarafından geliştirilen DiM250 DİNAMİK Sürüş Simülatörü ile donatılan merkez, sanal lastik geliştirme sürecinden yararlanarak, henüz mevcut olmayan otomobil modelleri için lastik modellerini test etmek ve doğrulamak amacıyla kullanılabiliyor. Bu da hızlı üretime olanak sağlarken, geliştirme sürecinde aracın ihtiyaçlarına uygun lastik değişikliklerinin yapılmasını sağlıyor.
Goodyear’ın gelecekteki lastik gelişimine yönelik vizyonu
Simülasyon Merkezi, Goodyear’ın güvenlik, sağlıklı yaşam ve sürdürülebilirliğe olan uzun süreli bağlılığını daha da güçlendiriyor. Simüle edilmiş sürüşün kullanılması, daha az fiziksel lastiğin üretilmesine ve daha hızlı bir üretim sürecine olanak tanıyor. Bu aynı zamanda Goodyear’ın yalnızca tek bir fiziksel yinelemeyle tüm geliştirme lastikleri için ilk onayı almasına da yardımcı olacak. Aslında, Goodyear hesaplamalarına göre, tek bir fiziksel yineleme geliştirme yeteneği, ortalama 13.000 lastikten ve 97.500 km’lik fiziksel lastik testinden tasarruf sağlayacak.
Maserati ile Gran Turismo 2023 için özel yapım lastikler üretmeye yönelik başarılı bir ilk projenin ardından Simülasyon Merkezi, Goodyear’ı dünya çapındaki OEM’ler için özel yapım lastikler geliştirme konusunda destekliyor.
Goodyear EMEA Ürün Geliştirme Başkan Yardımcısı Romain Hansen şöyle konuştu: “Sektör lideri Simülasyon Merkezimizin Lüksemburg’da açılması, Goodyear’ın mobilitenin geleceğine yatırım yapma ve onu şekillendirme konusundaki kararlılığını gösteriyor. Sanal lastik geliştirme ekibimiz bugüne kadar Avrupa, ABD ve Çin’in önde gelen OEM’leriyle çok sayıda proje yürüttü. Otomotiv mühendisleri sanal geliştirme sürecimizi deneyimlediğinde, hem potansiyel iş hem de olası sürdürülebilirlik etkilerini kabul ediyorlar.”