GLC Sıfır Derecenin Altındaki Zorlu Testleri Geçti

Başarısını kanıtlamış SUV modellerinden GLC’nin, yeni tamamen elektrikli versiyonu testlere devam ediyor.

GLC Sıfır Derecenin Altındaki Zorlu Testleri Geçti
11.03.2025
A+
A-

GLC uzun zamandır Mercedes-Benz’in en popüler SUV modeli olarak 2024 yılında da globalde en çok satan serisi oldu. Mercedes-Benz için bir dönüm noktası olan yeni tamamen elektrikli GLC ile geliştirilen seri, ileriye dönük tüm müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere sürüş güvenliği ve maksimum konfor sunuyor. Bataryalı elektrikli araç (BEV) olarak tasarlanan yeni elektrikli GLC, markanın en son teknolojilerini bünyesinde barındırıyor. Performans, menzil, verimlilik ve şarj hızı açısından yeni standartlar belirleyen elektrikli GLC, aynı zamanda çok satan kardeş modelleri gibi olağanüstü çok yönlülük ve performans sunuyor.

 

Elektrikli GLC‘nin ağır kamuflajlı prototipleri kısa süre önce İsveç’in kutup bölgelerinde zorlu kış denemelerine başladı. Donma noktasının çok altına düşen sıcaklıklarda ve karla kaplı yollarda dayanıklılığı ve performansı test edilen araçlar, en zorlu doğa koşullarının üstesinden kolaylıkla geldi.

 

Tamamen elektrikli GLC soğuk mevsimin getirdiği zorlukların üstesinden gelerek aşırı düşük sıcaklıklarda bile yüksek verimlilik ve kullanışlı bir menzil sunuyor. Mercedes-Benz, kışın etkili olduğu yollarda bile müşterilerinin alışkın olduğu olağanüstü güvenlik ve sürüş konforu standartlarını korumaya devam ediyor.

 

EQ Teknolojili yeni GLC buzda ve karda: kendinden emin yol tutuşu ve dört tekerlekten çekiş

Yeni Mercedes-Benz GLC, İsveç-Arjeplog’taki zorlu kış testleri sırasında olağanüstü sürüş ve yol tutuş özelliklerinin yanı sıra 4MATIC sayesinde kış şartlarının hüküm sürdüğü yollarda sunduğu üstün çekiş gücünü de sergiledi. Dört tekerlekten çekişli modeller, gerektiğinde bir Bağlantı Kesme Ünitesi (DCU) kullanılarak hızlı bir şekilde devreye alınabilen veya çıkarılabilen güçlü bir ön aks çekiş sistemine sahip.

 

Kar ve buz üzerinde optimum çekiş ve sürüş dengesi sağlamak için sensörler patinaj yapan tekerlekleri algılıyor ve torku çalışma stratejisine göre dağıtıyor. Her iki elektrik motorunun da bağımsız kontrol edilmesi sayesinde, sürüş gücü her koşulda en ideal seviyede korunuyor.

 

Tamamen elektrikli yeni GLC’de, Mercedes Benz tarafından geliştirilen arka akstaki elektrikli çekiş sistemi, etkileyici bir güç sunarak yeni ölçütler belirliyor. Enerji, son teknoloji silikon karbür invertörlere sahip yüksek performanslı güç elektroniğiyle donatılan her iki elektrikli çekiş sistemi ile son derece verimli kullanılıyor.

 

Dört tekerlekten çekiş ve hassas direksiyonun yanı sıra, yeni fren sistemi İsveç pistlerinde de oldukça etkileyici sonuçlar aldı. Bu yenilikçi sistemde, fren güçlendirici, ana silindir ve ESP® kontrol bileşenlerini kompakt bir modülde birleştirerek hassas ve güvenilir bir fren hissi sağlıyor.

 

Sistem, frenleme enerjisinin reküperasyonunu titizlikle optimize ederek aracın menzilini artırıyor. Bu konsept, frenleme, reküperasyon veya sürtünme frenlemesi ile gerçekleştirildiğinde bile sürücünün her zaman güven veren ve tutarlı bir fren hissiyatı yaşamasını sağlıyor. Ayrıca, yeni fren sistemi markanın yüksek güvenlik standartlarını da koruyor. Olası bir hata durumunda, sistem güvenilir şekilde hidrolik yedekleme seviyesine geçerek her zaman güvenli frenleme performansı sağlıyor.

 

Kolay seyahat: uzun sürüş menzili ve hızlı şarj için modern EQ teknolojisi

Tamamen elektrikli GLC, en son batarya ve çekiş teknolojileri ile çok soğuk koşullarda bile etkileyici bir menzil elde ediyor. Teknolojik harikaları arasında 800 voltluk mimari ve birincil arka aks çekiş sisteminde iki vitesli şanzımana sahip gelişmiş çekiş sistemleri yer alıyor. Bu 800 voltluk sistem, verimliliği ve performansı en iyi şekilde kullanarak şarj sürelerini önemli ölçüde azaltıyor.

 

GLC için çeşitli yüksek voltajlı batarya seçenekleri sunulacak. Birincil batarya varyantı, 320 kW’ın üzerinde sürdürülebilir hızlarla DC şarj desteği sağlayacak. Bu bataryalar, yalnızca kullanılabilir enerji kapasiteleri açısından değil, hücre kimyası bakımından da farklılık gösteriyor. Üst seviye batarya hücreleri, grafit içine karıştırılmış silikon oksitli anotlar kullanarak olağanüstü yüksek gravimetrik enerji yoğunluğu elde ediyor. Bu yenilikçi teknoloji, daha uzun sürüş menzili ve daha hafif bataryalar sunarak araç verimliliğini ve performansını artırıyor. Tüm bu yeniliklerle birlikte GLC, daha yüksek enerji verimliliği sağlarken aynı zamanda daha da kullanışlı hale geliyor.

 

Tamamen elektrikli GLC, en zorlu kış koşullarında bile olağanüstü sıcaklık konforuyla hayranlık uyandırıyor. Yeni model, standart olarak hava kaynaklı bir ısı pompası ile donatılacak. Bu sistem, kabin ısıtmasını sağlarken benzer bir elektrikli ısıtıcıya kıyasla aynı koşullarda aynı ısıtma gücünü üretmek için yaklaşık üçte bir oranında daha az elektrik enerjisi tüketiyor.

 

Çok kaynaklı bir sistem olarak ısı pompası aynı anda üç enerji kaynağından (elektrikli çekiş sisteminden gelen atık ısı, aküden gelen atık ısı ve ortam havası) yararlanabiliyor. Isı pompası, yazın soğutan ve kışın ısıtan iklim kontrol sisteminin bir parçası. Bu yaklaşım, hızlı şarj öncesinde yüksek voltajlı bataryayı ideal sıcaklık aralığına getirerek ısı pompasının olağanüstü yüksek şarj performansı sağlamasına olanak tanıyor. Aynı zamanda, Mercedes-Benz’in verimliliğin yolcu konforu ve refahından ödün vermemesi gerektiği felsefesiyle de uyumlu. Hızlı şarj sırasında bile iç mekân konforlu bir sıcaklıkta tutuluyor. Bu hedef, İsveç’in kutup bölgelerinde gerçekleştirilen testlerle de doğrulandı.

 

Arjeplog ve ötesinde: Mercedes-Benz’in titiz test programı

Mercedes-Benz onlarca yıldır her yeni modelini Kuzey Kutup Dairesi yakınlarındaki en zorlu koşullara tabi tutuyor. Sonuç olarak, araçlar -25 dereceye kadar düşük sıcaklıklara dayanmanın yanı sıra karla kaplı yollarda sürülüyor ve donmuş göllerdeki buzların üzerinden geçiyor. Mercedes-Benz, bu amaçla İsveç’teki Kuzey Kutup Dairesi’ne yakın Arjeplog’ta özel bir test merkezi işletiyor. Merkez, uzak kuzeydeki yol testlerinin ötesinde, titizlikle tasarlanmış test pistlerine de sahip. Bunlar arasında yüzde 20’ye varan eğimlere sahip zorlu tepe tırmanışları, farklı sürtünme katsayılarına sahip test pistleri, yol tutuş parkurları ve donmuş gölün üzerinde dairesel buz pistler yer alıyor ve bunların hepsi çekiş ve kontrol sistemlerinin en iyi şekilde test edilmesini sağlıyor.

 

Aracın genel kontrolünü sağlamak için, yeni bir Mercedes Benz modelinin deneme programının parçası olarak 500’den fazla farklı test gerçekleştiriliyor. Elektrikli araçlara yönelik de yeni sürüş teknolojilerine özel geliştirilen standart prosedürlere uygun yüzden fazla sürüş testi ekleniyor. Bunların yaklaşık üçte ikisi özellikle eDrive ve şarj ile ilgili. Elektrikli bir araç için yeni zorluklar arasında, soğuk bir batarya ile gerçekleştirilen ilk çalıştırmada elektrik motorunun güç çıkışı, müşteri kullanımına göre menzil, şarj kablolarının kullanımı, ön koşullandırma ve reküperasyon dahil olmak üzere işletim stratejisi yer alıyor. Ayrıca sürüş dinamiklerinin ve ESP® sisteminin özel olarak ayarlanması da büyük önem taşıyor.

 

Arjeplog test merkezi çeşitli müşteri gereksinimlerini ve şarj biçimlerini test etmek için basit ev prizlerinden duvar kutuları ve hızlı şarj istasyonlarına kadar tüm şarj seçeneklerini sunuyor.

 

Sistematik genel araç doğrulaması, her Mercedes-Benz serisinin geliştirme sürecinde kapsamlı bir ölçü olarak yüksek kalite standartlarını garanti ediyor. Kış testlerinin yanı sıra örneğin Arizona ve Güney Afrika gibi bölgelerde ise yoğun güneş ışığı ve 50 dereceye kadar sıcaklıklarda yaz testleri de yapılıyor.

 

Yeni bir araç seri üretime girmeden önce Mercedes-Benz tarafından tanımlanan geliştirme standartlarını ve güvenilirliği karşılaması gerekiyor. Bu birkaç adımda gerçekleşiyor. İlk olarak, konseptin uygulanabilirliğini kanıtlamak için dijital ön tasarımlar ve simülasyonlar gerçekleştiriliyor. Ardından, her bir bileşen test tezgahlarında veya ilgili test araçlarında doğrulanıyor. Örneğin, güç aktarma organlarının ve aks parçalarının dayanıklılığı, uzun ömürlü olmalarını sağlamak için test ediliyor. Daha sonra, sistemler komple araçta test ediliyor ve onaylanıyor. Müşterinin bakış açısı da çok önemli. Aşırı koşullar altında ve tüm ilgili kullanım senaryolarında da bir Mercedes-Benz son derece işlevsel ve güvenilir olmayı vadediyor.

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.