Supsan turboda kaliteyi en üst seviyeye taşıyor

Türkiye’nin en büyük supap üreticisi Supsan, kendi üretimi olan yüksek teknolojiye sahip turbo ile fark yaratıyor. Dayanıklılık ve sızıntı testleri tamamlanmış ve yüzde yüz kalite kontrolü sağlanmış, farklı markalara ve farklı modellere uygun turbolar ile Supsan, bu alanda yetkinliğini her geçen gün artırıyor.

Borusan Grup şirketlerinden Supsan, deneyimini ve gücünü turboya taşıyor. Motorda yanma sonucu oluşan egzoz içerisindeki atık enerjiyi kullanarak motora daha yüksek basınç ve hacimde hava sağlayan turbo teknolojisine son yıllarda yatırımını artıran şirket, turbo performansını ve ömrünü artırmaya odaklanıyor. Supsan kalitesi ile sunulan ürünler pazarda fark yaratıyor.

Hedef: Kullanıcıların vazgeçilmez turbo tedarikçisi olmak

Supsan’ın turbo teknolojisine yönelik faaliyetlerini 2014 yılıyla birlikte artırdığını söyleyen Supsan Ticari Birimler Müdürü Mert Altuğ, Türkiye’nin OEM turbo tedarikçisi olma hedefi doğrultusunda Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi. Altuğ, Supsan kalitesi ile üretilen turbolar hakkında şu değerlendirmede bulundu:

“Supsan olarak turbo üretiminde kendimizi sürekli olarak geliştirmeye, yeni prototipler üzerine denemeler yapmaya ve mevcut tasarımların performansını aşan sonuçlar elde etmeye odaklanıyoruz. Üretimi oldukça komplike süreçlerden oluşan turboda en iyi sonuçları elde etmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Turbo üretiminde farkımızı daha iyi ortaya koymak adına bu parçanın işleyişini incelemek gerekiyor. Örneğin dakikada 150.000-200.000 devirlerde dönen, yağlanmasının ve vakum hattının temiz olması gereken son derece hassas bir parça olan turbonun değişim sürecinin de temiz bir ortamda, özen içinde yapılması gerekiyor. Bu aşamada turboyla doğrudan ilişkisi olan hava filtresi, yağ filtresi ve motor yağı da mutlaka değiştiriliyor. Bakım ve değişim aşamasında dahi yüksek özene ihtiyaç duyan bu hassas parçanın üretiminde elde ettiğimiz başarı ile ülkemizin OEM turbo tedarikçisi olma yolunda çok önemli bir noktada bulunuyoruz.”