Stuttgart ve Münih, Almanya- Yazılım, mobilitenin geleceğinin temel taşı. Bosch’un merkezi araç bilgisayarlarından bulut çözümlerine ve yarı iletkenlere kadar tüm alanlarda yazılım tanımlı araç için sunduğu çözümleri ve teknolojiyi başka hiçbir şirket karşılayamaz. Burada Bosch, sadece otomotiv yazılımındaki değil, aynı zamanda bunun için gerekli donanımdaki gücünden de faydalanıyor ve şimdiden araç bilgisayarlarında güçlü bir büyüme kaydediyor. Şirket, 2026 yılında sadece sürücü destek ve bilgilendirici eğlence bilgisayarlarından 3 milyar Euro’luk satış bekliyor. Genel olarak Bosch için ortam değişken ve zorlu olmaya devam etse de ticari gelişmeler olumlu yönde ilerliyor.
Mobilite iş sektöründe, kur etkilerinin arındırılmasının ardından satışların 2023 yılında yüzde 10 oranında artması bekleniyor. Bu büyüme, fiyat etkilerinin yanı sıra belirgin hacim artışlarını da içeriyor. Münih’teki IAA Mobility 2023’te yaptığı konuşmada Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung, “Bosch yazılım konusunda çok bilgili ve bunu mobilitenin geleceğini şekillendirmek için kullanıyor. Teknolojimiz, yazılım tanımlı aracı gerçeğe dönüştürecek ve yollara çıkmasına yardımcı olacak.” dedi.
Hartung sözlerine şöyle devam etti: “Mobilitenin yazılım tanımlı geleceğinde, hayati önem taşıyacak olan yalnızca donanım değil, aynı zamanda çeşitli kaynaklardan gelen yazılımların etkileşimidir.” Bosch, kendisini mobilite için bir yazılım şirketi olarak konumlandırırken, aynı zamanda donanım uzmanlığını da her zamankinden daha fazla geliştiriyor. Bu çabanın bir parçası olarak şirket, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Mobilite iş sektörünü yeniden düzenliyor. Bu, bölümler arası iş birliğini güçlendirecek. Bosch, yalnızca mobilite operasyonlarında 38.000 yazılım geliştirici istihdam ediyor. Bu sayı, otomotiv sektöründeki diğer tüm şirketlerden daha fazladır.
Bosch yazılımları, mobiliteyi daha güvenli ve sürdürülebilir hale getiriyor
Yazılım tanımlı araçlar yeni, merkezi bir BT ve elektronik mimari gerektiriyor. Bosch, bu mimariyi geliştiren ve otomotiv elektroniği ile bulut arasındaki etkileşimi nasıl kontrol edeceğini bilen birkaç şirketten biri. Şirket, farklı üreticiler tarafından üretilen yongalar üzerinde çalışan donanımdan bağımsız bir yazılım sunuyor. Bunun bir sonucu da sürücü desteği ve otonom sürüş sistemleri için özel ara yazılımdır; bu yazılım, aynı zamanda yazılım ve donanımın ayrılmasına da yardımcı olur. Yazılımın tasarım ve geliştirmenin başlangıç noktası olduğu araçlar sürücülere kişiselleştirilmiş, dijital bir sürüş deneyimi sunabilir. Sürücü destek gibi alanlarda yeni işlevler, yazılım güncellemeleri yoluyla araca kablosuz olarak eklenebiliyor. Yönetim Kurulu Üyesi ve Mobilite İş Sektörü Başkanı Dr. Markus Heyn, “Akıllı cihazlarımızda sürekli güncellemelere alıştık. Otomobiller de, herhangi bir makyaj veya model değişikliğinden bağımsız olarak istedikleri zaman yeni işlevleri alabilmelidir. Bosch’un otomotiv yazılımına yönelik çözümleri sayesinde otomobiller daha fazlasını yapabilecek. Çünkü yazılım, kolaylığı ve sürdürülebilirliği daha da artırmanın anahtarıdır.” dedi. Örneğin elektrikli otomobillerde yazılım, ağa bağlı enerji ve termal yönetimini kolaylaştırarak batarya şarj süresini yüzde 20’ye kadar azaltıyor.
Elektromobilite işi Bosch için iyi yönde gelişiyor. Şirket, 2026 yılında 6 milyar Euro’luk satış elde etme yolunda ilerliyor. Bosch, geçen yıl bile elektrikli otomobiller için bileşen üretimini yaklaşık yüzde 50 oranında artırmayı başardı. Sadece elektrikli motor üretimi 2023 yılında iki katına çıkacak. Bosch yazılımı, otomatik batarya geri dönüşüm sistemlerinde olduğu gibi, geniş kapsamlı elektromobilite sektöründe de kilit bir rol oynamaktadır. Yazılım yalnızca bataryaların kaynağını ve durumunu belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda kullanıcıları işlem adımları boyunca yönlendirerek batarya paketlerinin hızlı ve güvenli bir şekilde sökülmesini de sağlıyor.
Her türlü donanımdan bağımsız yeni kontrol konsepti
Donanım ve yazılım mühendisliği birbirinden ayrılmaya başlasa da karşılıklı olarak birbirlerine fayda sağlıyor. Bu durum özellikle yeni nesil ESP gibi modern kaza koruma sistemlerinde açıkça görülüyor. Buradaki en önemli inovasyon yeni bir kontrol konsepti olarak karşımıza çıkıyor: Vehicle Dynamics Control 2.0. Bu yazılım sadece fren sistemine değil, elektrikli güç aktarım çözümlerine ve elektrikli direksiyon sistemine de müdahale edebiliyor. Bu da daha az kontra viraj yöntemi, daha kısa fren mesafesi ve dolayısıyla sürücüler için daha fazla güvenlik anlamına geliyor. Yeni kontrol sisteminin merkezi bir araç bilgisayarına veya ESP kontrol ünitesine entegre edilebilmesi ve gelecekte ayrı bir yazılım paketi olarak sunulacak olması otomobil üreticileri için büyük bir avantaj olarak ortaya çıkıyor. Bu; frenleri, direksiyonu, güç aktarma çözümlerini ve şasiyi merkezi olarak kontrol ederek araç hareketinin tüm yönlerini koordine eden yazılım çözümü olan araç hareket yönetiminin bir parçası olacak.
Tüm değer zinciri boyunca Bosch endüstriyel teknolojisi
Ancak Bosch yazılımının değiştireceği tek şey sürüş değil, aynı zamanda araçların üretim şekli. Örneğin şirket, bir takip ve izleme çözümü yardımıyla otomotiv tedarik zincirlerini güvence altına alıyor. Bu çözüm, nakliye kasalarının konumunu ve durumunu gerçek zamanlı olarak kaydederek şeffaf ve güvenli bir takip sağlıyor. Endüstri 4.0 yazılımı Nexeed, batarya hücresi fabrikalarındaki hurda oranlarının mevcut yüzde 10 ila 15 seviyesinden önemli ölçüde azaltılmasına yardımcı oluyor. Buna ek olarak Bosch, otomotiv üretimindeki anormallikleri ve hataları erken bir aşamada tespit etmek için yapay zekayı (AI) kullanabiliyor ve böylece üretim maliyetlerini azaltabiliyor. Bosch halihazırda kendi tesislerinin 50’sinde bu tür bir yapay zeka yazılımı kullanıyor. Bosch’un Bursa’daki Güç Aktarma Çözümleri tesisinde yazılım, üretim maliyetlerinin önemli ölçüde azaltılmasına yardımcı oldu.