Stellantis’in ticari araçlara yönelik İş Birimi Stellantis Pro One, Hannover’de gerçekleştirilen IAA Transportation 2024’te de dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Ticari ve endüstriyel araçlara yönelik Avrupa’nın en büyük ticaret fuarında Stellantis Pro One, Avrupa’da orta boy hidrojenle çalışan minibüs yelpazesi sunan ilk üretici olup yakında ürün gamına büyük boy minibüs yelpazesini de eklemeye hazırlanıyor. Stellantis’in yeni büyük minibüs serisi, Multijet 4.0 motor ve AT8 otomatik şanzıman gibi CO2 emisyonlarını yüzde 10’a kadar azaltan önemli yenilikler de içeriyor. Stellantis, 16 yıldır Avrupa’da karavan ve kamp aracı pazarının lideri konumunda olup, karavan pazarında yüzde 54’lük bir paya sahip ve Avrupa’daki kampçıların yüzde 75’i Stellantis platformlarını kullanıyor.
Dünyanın en büyük mobilite şirketlerinden Stellantis’in ticari araç birimi Pro One, Avrupa’nın ticari ve endüstriyel araçlara yönelik en büyük ticaret fuarı olan IAA Transportation 2024’te yenilikçi ürün ve hizmetlerini tanıttı. Almanya’nın Hannover şehrinde gerçekleştirilen fuar, sektördeki profesyonelleri ve önde gelen üreticileri bir araya getirdi. Yüzde 28,5’in üzerinde pazar payıyla AB30 bölgesinde lider konumda yer alan Stellantis Pro One, fuara ev sahipliği yapan Almanya’da yılın ilk yarısında pazar payını 4 puan artırdı ve yüzde 45’in üzerinde güçlü bir büyüme kaydetti.
Yakıt ikmali sadece 5 dakika sürüyor!
Alman ticaret fuarı; Opel Combo Elektrik, Citroën E-Berlingo Crew Van, EPTO’lu PEUGEOT E-Expert Fridge, Opel Movano HYDROGEN ve Fiat Professional E-Ducato Cargo Box olmak üzere Stellantis Pro One ticari araçlarının çok sayıda modeline ev sahipliği yaptı. Ayrıca, Stellantis Pro One’ın her boyuttaki ticari araçlarını ve yenilikçi mikro mobilite çözümlerini içeren zengin ürün gamını vurgulamak ve aynı zamanda yükleme kapasitesine dikkat çekmek üzere Opel Movano HYDROGEN’in geniş kargo alanında ultra kompakt Opel Rocks Elektrik’i de sergiledi. Şirket, orta boy ticari araçlarda sunduğu ve yakında Stellantis’in büyük boy ticari araçlarında da sunacak olduğu yenilikçi hidrojen yakıt hücresi (FCEV) teknolojisini ön plana aldı. Bu teknoloji, grubun sıfır emisyonlu mobiliteye yönelik yol haritasında önemli bir kilometre taşı olma niteliğini taşıyor. Grup, Citroën ë-Jumper, Fiat Professional E-Ducato, Opel Movano Elektrik, Vauxhall Movano Elektrik ve PEUGEOT E-Boxer gibi modeller için 500 kilometrenin üzerinde menzil sunan, sadece 5 dakikada yakıt ikmaline olanak tanıyan ve kargo kapasitesinden ödün gerektirmeyen özel bir güç mimarisi geliştirdi. Bu teknolojinin geleceğine güvenen Stellantis, Avrupa’da hidrojenle çalışan orta boy minibüs yelpazesi sunan ilk üretici olarak, yakında ürün gamına büyük boy minibüs yelpazesini de eklemeye hazırlanıyor. Kıta genelinde hidrojen devriminin vaat ettiği fırsatları değerlendirebilecek konumda olan Stellantis, sürdürülebilir, erişilebilir ve sorumlu mobilitede teknolojik bir öncü olarak rolünü bir kez daha teyit ediyor.
Stellantis Pro One 360° stratejisi ile müşteri gereksinimlerini karşılıyor!
Stellantis Pro One; hidrojen yakıt hücreli araç üretim kapasitesinin genişlemesi ve tüm kompakt, orta ve büyük boy minibüs ürün gamının (toplam 12 araç) yenilenmesiyle başlattığı küresel hamleyle, sürücüler için ideal bir ekosistem sağlıyor. Ticari araç sahipleri için ise güvenilir bir ortak olmak üzere güç-aktarma sistemleri, güvenlik, ADAS ve bağlantılı hizmetler hususunda kapsamlı bir ileri teknoloji paketinden yararlanıyor. Ayrıca, yeni büyük boy minibüs serisinde yeni Multijet 4.0 içten yanmalı motor ve yenilikçi 8 ileri otomatik şanzıman (AT8) yer alıyor. Güvenilirliği ile bilinen Multijet 4.0, büyük boy önden çekişli ticari araçlarda 450 Nm ile sınıfının en iyi tork değerini sunuyor ve güvenilirliği, performansı ve emisyonları daha da iyileştiren gelişmiş bir çift devreli egzoz gazı devridaim sistemine sahip. Ayrıca yeni güç-aktarma sistemi mevcut versiyonlara kıyasla CO2 emisyonlarını yüzde 10’a kadar azaltıyor. Dare Forward 2030 stratejik planına katkıda bulunan 7 kilit unsurdan birinin Stellantis Pro One 360° stratejisi olduğunu söyleyen Stellantis Ticari Araç İş Birimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Xavier Peugeot, “Bu stratejiyle tamamen yeni minibüs yelpazesi, elektrikli pick-up modeller, bağlantılı hizmetler, eksiksiz dijital dönüşüm ekosistemi ve 2 hidrojenli minibüs ile müşterilerin gereksinimlerine cevap veriyoruz. Tüm bunlar, MEA bölgesinde (Avrupa ve Güney Amerika gibi) lider, Avrupa batarya elektrikli araçlarda lider (yüzde 32), hidrojende öncü ve dünya genelinde güçlü bir liderlik pozisyonuna sahip olmamıza katkı sağlıyor” dedi.
Fuarda dönüştürülmüş ticari araçlar sergilendi!
Şirketin kurum içi dönüşümleri, dünya genelinde 400’ün üzerinde sertifikalı ortakla iş birliği içinde geliştirilen çözümlerle tamamlanıyor. Bu kapsamlı ağ, Stellantis’in tüm profesyonel ihtiyaçları karşılamasına ve bayi ağı üzerinden dönüşümleri dağıtmasına, teslimat sürelerini optimize etmesine ve yenilikçi bir dijital sistemle sunulan ürün çözümlerini bir önceki yıla göre yüzde 30 artırarak müşteri deneyimini kolaylaştırmasına olanak tanıyor. Stellantis, 2024 yılında sertifikalı ortaklarla dönüşüm konusunda yüzde 25’lik bir artış kaydetti ve şirket içinde üretilen büyük filolar için kişiselleştirilmiş ürünlerin sayısını iki katına çıkartarak Avrupa genelinde dönüştürülmüş araç satışlarında yüzde 35’lik bir artış kaydetti. Ayrıca Stellantis, 16 yıldır üst üste Avrupa karavan ve kamp aracı pazarına liderlik ederek karavan pazarında yüzde 54’lük bir paya sahip olurken, Avrupa yollarındaki karavan ve kamp araçlarının yüzde 75’i Stellantis platformlarını kullanıyor.
Stellantis Pro One standında, birkaç dönüştürülmüş araç da sergilendi. Bunlar, yolcu taşımacılığında ve kişiselleştirilmiş araç çözümlerinde farklı “profesyoneller” için tüm modellerin çok yönlülüğünü gösteriyor. Bunlar, servis araçlarından destekli mobiliteye, mobil servislerden damperli kamyonlara, yalıtımlı araçlardan soğutmalı araçlara, kamp araçlarından kamu yönetimi araçlarına kadar uzanıyor. Dünyada ilk kez büyük boy minibüs segmentinde hidrojen yakıt hücresi teknolojisini (Yakıt Hücreli Elektrikli Araç – FCEV) tanıtan yenilikçi Opel Movano HYDROGEN ve diğer batarya elektrikli araç seçenekleri, Stellantis’i yerel olarak emisyonsuz ticari araçlarda Avrupa lideri olarak konumlandırıyor. Sertifikalı iş ortağı bott tarafından kişiselleştirilerek sergilenen bu modelin bir başka versiyonu, bağlama kayışları kullanılarak güvenli kargo taşımacılığını garanti altına almak için tabanda ve her iki yanda raylara sahip. Entegre sabitleme noktaları, malların güvenli bir şekilde sabitlenmesini sağlıyor ve bu da bu minibüsü özel ve güvenli nakliye ihtiyaçları için ideal bir çözüm haline getiriyor. bott imzalı entegre tavan aydınlatması, standart çözümü tamamlayan ve B2B müşterilerinin özel ihtiyaçlarını karşılayan pratik aksesuarlardan sadece biri. Ayrıca sergilenen büyük boy minibüs, içinde 75 kilometreye kadar menzil sunan devrim niteliğinde bir hafif elektrikli araç olan KARGO kitli Opel Rocks Elektrik’i de barındırıyor. Sadece 2,41 metre uzunluğunda, 1,39 metre genişliğinde ve 1,52 metre yüksekliğinde olan bu kompakt hafif motorlu araç, şehir merkezlerinde gezinmek için mükemmel bir çözüm olarak öne çıkıyor. Sadece 7,20 metre dönüş yarıçapı ile dar sokaklarda kolayca manevra yapabiliyor ve bu da onu kentsel alanlarda koli, pizza veya ilaç dağıtımı için ideal araç haline getiriyor. KARGO kiti ile Opel Rocks Elektrik, Opel’in geniş hafif ticari araç yelpazesinin bir kanıtı olup, markanın sürdürülebilir mikromobiliteye olan bağlılığını temsil ediyor. Ayrıca sergide bir Fiat Professional E-Ducato Cargo Box da yer aldı. Bu model de 18,3 metreküplük etkileyici bir kapasiteye ve cömert iç hacme (4.230 mm uzunluk, 2.032 mm genişlik, 2.150 mm yükseklik) sahip büyük bir minibüs olarak ön plana çıktı. 410 Nm tork ile 200 kW/270 HP güç üreten ve 110 kWsa bataryaya sahip Batarya Elektrikli Şasi Kabin versiyonuna dayanırken doğrudan üretim tesisinde kişiselleştiriliyor.
Sertifikalı raflar sadece 74 kilogram ağırlığında!
IAA Transportation 2024’te, sertifikalı ortaklarla iş birliği içinde geliştirilen üç adet daha dönüştürülmüş araç sergilendi. Bunların hepsi 100 kW/136 HP güce ve 270 Nm torka sahip elektromotora ve 350 kilometreye (WLTP’ye göre) kadar menzil sağlayan 50 kWsa bataryaya sahip olmasıyla öne çıktı. Bunlardan ilki, sertifikalı ortak Sortimo tarafından geliştirilen ve toplam ağırlığı sadece 74 kilogram olan her iki tarafında raflar, güçlendirilmiş zemin ve opsiyonel iki dikey çubukla donatılan Opel Combo Elektrik oldu. Sortimo, sadece hafif malzemelerin kullanımıyla değil, aynı zamanda özellikle usta zanaatkarlar için uygun, kullanıma hazır, kullanımı kolay bir çözüm sunarken, kargo alanının kullanımını en üst düzeye çıkarma yeteneğiyle de biliniyor. Hemen yanında sargilenen Citroën E-Berlingo Crew Van ise esnek sürgülü kafes bölmeye ve profesyonel aletlere bağlı olarak iki veya beş kişilik kapasiteye sahip yapısıyla dikkat çekti. Aletler, sabitleme ve montaj sistemlerinde dünya lideri olan sertifikalı ortak Würth tarafından tasarlanan özel bölmelerde ve çıkarılabilir alet kutularında saklanıyor. Ayrıca sertifikalı ortak Kerstner imzasını taşıyan ve 265 kilogram ağırlığı ile 0°C’ye kadar sıcaklıklarda taze ürünlerin taşınması için tasarlanan ePTO ile donatılan bir PEUGEOT E-Expert Fridge de fuarda sergilendi. Model kurulumu kolay yalıtım ve 12V e-Power Take Off (ePTO) ile çalışan bir e-Cooljet 106 A soğutma ünitesi içeriyor. Böylece ayrı bir güç kaynağına ihtiyaç olmadan aracın çekiş aküsünden enerji çekiyor. Bu da aracın yükleme ağırlığını koruyor.
Stellantis Avrupa’da hidrojenin geleceğine şimdiden hazır!
Hidrojen, küresel düzeyde başlatılan birçok uluslararası projenin gösterdiği gibi, enerji geçişinin temel taşı haline geliyor. Sürekli gelişen bu senaryoda, bu teknolojiye daha hazırlıklı olan ve devlet yatırımlarıyla desteklenen pazarlar var. Örneğin, şu an Avrupa’da 700 bar tedarik eden 250’nin üzerinde nokta bulunuyor. Ve bunların çoğu; Almanya, Fransa, Hollanda ve İsviçre olmak üzere dört ülkede yer alıyor. Avrupa Konseyi’ne göre, 2030 yılına kadar hidrojen şarj ve yakıt ikmal istasyonlarının sayısı 500’ü aşacak. Böylece Alternatif Yakıtlar Altyapı Yönetmeliği’nin (AFIR) yakında kabul edilmesiyle ulaştırma sektörünün karbon ayak izi önemli ölçüde azalacak. Avrupa planındaki asgari gereksinimler, her şehir merkezinde en az bir hidrojen istasyonu olmasını ve bunun büyük yol koridorlarında her 200 kilometrede bir olmasını gerektiriyor. Bu noktada, hidrojen yakıt hücresi teknolojisinin Avrupa’da büyük bir yatırım dönemi yaşadığını açıkça görmek mümkün. Bu yatırım, hem şarj altyapısını hem de yenilenebilir kaynaklardan elde eden ve alternatif ve temiz yakıtın maliyetini düşürecek olan “çevre dostu” hidrojenin üretimini güçlendirecek. Stellantis, bu teknolojiye inanan ve Avrupa’da hidrojen yakıt hücreli ticari araçları yola çıkaran ilk üretici olarak öne çıkıyor.
500 kilometreden fazla menzil sunuyor!
Stellantis sıfır emisyonlu bir hidrojen yakıt hücresi çözümü geliştirdi. Grup, büyük boy minibüslerde 500 kilometrenin üzerinde menzil sağlayan ve sadece 5 dakikalık yakıt ikmal süresine sahip özel bir güç mimarisi tasarladı. Hidrojen, uzun mesafe sürüşler için gereken enerjiyi sağlarken, ek küçük batarya ise dinamik performans, enerji geri-kazanımı ve şarj için gereken enerjiyi sağlıyor. Üstün menzil, hızlı yakıt ikmali ve sıfır emisyonlu mobilite gerektiren hafif ticari araç (LCV) kullananlar için ideal çözüm sunulmuş oluyor. Ayrıca tüm bunları kargo hacminden ödün vermeden yapabiliyor. Yakıt hücresi sisteminin tüm bileşenleri, yükleme kapasitesini ve hacmini etkilemeden yükleme alanının dışında yer alıyor. Ayrıca sistem, batarya elektrikli ve hidrojenli versiyonlar arasında minimum farklılık ve mükemmel sinerji ile ticari araçların elektrikli platformuyla da entegre edilebiliyor. Bunun dışında Büyük Boy Hidrojen Minibüs üretiminin tamamı ilk kez şirket bünyesinde gerçekleştirildi. Şirket bu sayede hem daha yüksek güvenlik hem de kalite standartları sağlayabiliyor. Profesyonel müşterilerin ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt vermek üzere, Stellantis’in orta güç çözümü, kullanımda olan geleneksel mimarilere (Tam Güç ve Menzil Genişletici) kıyasla çok sayıda avantaj sağlıyor. Kargo kapasitesini ve hacmini korumak dışında, orta güç çözümü performans açısından herhangi bir taviz gerektirmiyor, yakıt hücresi sistemi sürekli otoyol hızları için gereken gücü sağlayabiliyor. Gerektiğinde ön koltukların altındaki batarya ek güç sağlıyor. Ayrıca, batarya ilk hareket ve ilk kilometre de dahil olmak üzere diğer işlevler için gereken gücü karşılayarak, yakıt hücresi sisteminin her zaman optimum çalışma koşullarında çalışmasını sağlıyor. Son olarak, dört seviyeli rejeneratif fren sayesinde batarya otomatik olarak şarj oluyor.
Yeni Multijet 4.0 motor ve AT8 otomatik şanzıman!
Teknolojik gelişmeleri ve ticari başarısı ile bilinen Multijet motor ailesi ise, en güncel üyesi Multijet 4.0 ile yoluna devam ediyor. Bu motor, Multijet motor ailesinin en güncel gelişimini temsil ediyor ve önden çekişli büyük boy minibüsler kategorisinde benzersiz olan 450 Nm tork sağlıyor. Hem Hafif Hizmet (Euro 6E) hem de Ağır Hizmet (Euro VIe) homologasyonu ile sunulan yeni Multijet 4.0, optimize edilen turbo ve motorun güvenilirliğini, performansını artıran ve CO2 emisyonlarını düşüren gelişmiş çift devreli egzoz gazı devridaim sistemi gibi yenilikçi teknik çözümler içeriyor. 6 ileri manuel şanzımana ek olarak, Stellantis Büyük Boy Minibüs serisi yeni AT8 otomatik şanzıman ile de sunuluyor. Bu da grubun ürünlerini geliştirme ve müşterilerine daha iyi bir deneyim sunma taahhüdünü bir kez daha gösteriyor. Yeni sekiz vitesli şanzımanın temel özelliklerinden biri, mevcut otomatik versiyona kıyasla CO2 emisyonlarında yüzde 10’luk azalma sağlaması ve daha dengeli, verimli ve kontrollü bir tork kurulumuna olanak tanıması. Üstelik bu yeni bileşenler, gelişmiş vites değiştirme süreleri ve daha kontrollü sürüş özellikleriyle sürüş konforunu ve sürüş deneyimi daha da ileriye taşıyor. Tüm bu özellikler, yeni Multijet 4.0 motorunun verimli sürüş özelliklerini tamamlayan yeni kavramaya dayanıyor.
Yeni AT8 şanzıman bir diğer önemli yenilik olarak hidrolik akü içeriyor. Bu, şanzıman vites geçişlerinin desteklenmesinde önemli bir bileşen olup şanzıman tepki süresini azaltarak motor gücünden en iyi şekilde yararlanmaya olanak tanıyor ve start&stop sisteminin daha akıcı bir şekilde çalışmasını sağlıyor. Bu, hem kentsel ortamlarda hem de daha uzun yolculuklarda her gün direksiyon başında uzun saatler geçiren profesyonel kullanıcılar ve kamp araçlarıyla uzun yolculuklarda daha keyifli bir sürüş gerçekleştirmek isteyen bireysel müşteriler için önemli bir avantaj sağlıyor.